CUMHURİYET DÖNEMİ DİL ÇALIŞMALARI

DİLARA HUDAY

DİL NEDİR?

Dil veya lisan; insanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal bir araç, kendisine özgü kuralları olan ve kurallar içerisinde gelişen canlı bir varlık, temeli tarihin bilinmeyen dönemlerinde atılmış bir gizli anlaşmalar düzeni olarak bilinmektedir.

NEDEN ÖNEMLİDİR?

Dil, milleti oluşturan milleti birbirine bağlayan bir bağdır. Çünkü ifade aracı olarak dil, en yaklaştırıcı ve kaynaştırıcı temel unsurdur. Dil, millet denilen toplumun en önemli sosyal varlığıdır. Milli kültürün ilk ve en önemli unsurudur.
Türk Dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği sonsuz felaketler içinde ahlakını, göreneklerini, anılarını, çıkarlarını kısacası; bugün kendisini millet yapan her niteliğinin, dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk Dili, Türk ulusunun yüreğidir, beynidir.
CUMHURİYET DÖNEMİNDE DİL İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR
Cumhuriyet döneminde dilimiz konusunda yapılan çalışmaları ve tartışmaları ve meydana gelen değişiklikleri kronolojik sıraya göre değerlendirmek, konunun daha iyi anlaşılması bakımından yerinde olacaktır.

A.Harf İnkılabı

‘Arkadaşlar, bizim ahenkdar (uyumlu, müzikal) li sanımız yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir. Asırlardan beri kafalarımızı demir çerçeve içinde bulunduran, anlaşılmayan ve anlamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak ve bu lüzumu anlamak mecburiyetindeyiz. Anladığımızın âsârına (burada izlerine) yakın zamanda bütün kâinat şahit olacaktır. Buna kat’iyyetle eminim… Çok işler yapılmıştır ama bugün yapmaya mecbur olduğumuz, son değil, lakin çok lüzumlu bir iş daha vardır: Yeni Türk harflerini çabuk öğrenmelidir. Her vatandaşa, kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya öğretiniz.’


B.1928-1938 Döneminde Dil Çalışmaları


Atatürk, 12 Nisan 1931 yılında bugünkü adıyla Türk Tarih Kurumunu; 12 Temmuz 1932 yılında da yine bugünkü adıyla Türk Dil Kurumunu kurdurdu. Atatürk, Türk Dil Kurumunun çalışma programını 11 Temmuz gecesi yani kuruluştan bir gün önce çizmişti. Kurum, «, «etimoloji»>, <<filoloji-dil bilimi» çalışmaları yapacaktı. Ancak kurucu üyeler arasında dille ilgili bir iki kişi vardı, diğer üyeler değişik alanlardan kimselerdi. Türkçenin bütün meselelerini görüşmek üzere bir kurultayın düzenlenmesi gerekiyordu. Nitekim kuruluşunun üçüncü ayı bitmeden Birinci Dil Kurultayı toplandı.


a.Birinci Dil Kurultayı


Birinci Dil Kurultayında Türk Dil Kurumunun çalışma ilkeleri şöyle belirlendi; Kurum, Türkçenin kendi güzelliğini meydana çıkaracak çalışmalar yapacak; onu, dünya dilleri ara sında değerine yaraşır yüksekliğe ulaştıracaktır.Yapılacak çalışmalar şunlardı: Türkçe sözlük hazırlanacak, Türk lehçeleri sözlüğü yapılacak, terimler sözlüğü, Türk dil bilgisi hazırlanacak, Türkçenin ekleri araştırılacak; Türkçenin tarihî dil bilgisi yazılacak; Hint-Avrupa, Sümer, Hitit (Eti) dilleriyle karşılaştırmaları yapılacak; bunlardan başka dış ülkelerde Türkçe ile ilgili yapılan çalışmaların Türkçeye çevrilip yayınlanması gerçekleştirilecek.Türk Dil Kurumu, bu yüklü programı gerçekleştirmek için iş bölümü yaparak çeşitli kollar kurdu: Bunlar, Dil Bilgisi Kolu, Terim Kolu, Yayın Kolu, Derleme Kolu, Dil Bilim ve Filoloji Koludur.


b.İkinci Dil Kurultayı


İkinci Dil Kurultayı, 18 Ağustos 1934’te Dolmabahçe Sarayında başlamış ve altı gün sürmüştür. Bu Kurultaya başka ülkelerden de Türkologlar katılmıştır.
Kurultayda terimlerin Türkçe köklerden türetilmesi konusunda birleşilmiştir. Bu mümkün olmadığı takdirde, terimlerin doğrudan Batı dillerinden değil; bu dillerin kaynağı olan dillerden alınması ve bunların Türk dilinin ses yapısına uydurulması teklif edilmiştir.


c.Üçüncü Dil Kurultayı ve Dil Felsefesi


Üçüncü Dil Kurultayı 24 Ağustos 1936’da toplandı. Toplantıya dış ülkelerden 13 Türkolog katıldı. Bu Kurultayın esas konusu Güneş Dil Teorisidir. Bu teoride ileri sürülen fikirlerin inandırıcı olmadığı bugün anlaşılmıştır. Güneş Dil Teorisi Atatürk’ün tarih tezi esası üzerine kurulmuştur. Tarih tezinin hangi etmenler yüzünden ortaya çıktığı açıklanmaya çalışıldı.

GÜNEŞ DİL TEORİSİ


Güneş Dil Teorisi, Türkçenin dünya tarihindeki ilk dillerden biri olduğunu savunan dilbilim teorisidir. Teori, 1930’lu yıllarda Mustafa Kemal Atatürk tarafından desteklendi ve bizzat geliştirildi.


Dilimizin eskiliği ve dünya dillerinin kaynağı olabileceği fikri, Güneş Dil Teorisi ortaya atılmadan önce de iddia edil miştir. Feraizcizâde Mehmet ŞAKİR’in 1894 yılında Bursa’da yazdığı Persenk adlı eserde bir takım kök bilimsel yakıştırma ve zorlamalarla Türkçe’nin dünyanın en eski dili olduğu iddia etmiştir. Abdülkadir İNAN’ın teorinin ortaya atıldığı yıl olan 1936’da basılan Güneş Dil Teorisi Üzerine Ders Notları adlı kitapçığında teori 6 madde’de açıklanmıştır.Sonuç olarak, Atatürk döneminde yapılan dil çalışmaları özellikle Harf İnkılâbı dilimizin kendi benliğini kazanmasında çok önemli rol oynamıştır. Atatürk’ün sağlığında üç kurultay düzenlenmiş, bu kurultaylarda dilimizin güzelleşmesi, gelişmesi, milletin ve çağın ihtiyaçlarına cevap verecek duruma gelmesi, böylece dünya dilleri arasındaki kendine yakışan yüksekliğe ve zenginliğe ulaşması konusunda çalışmaların yapılması, kararlaştırılmış, çeşitli bilimsel kollar kurulmuş, derleme ve yayın çalışmaları gerçekleşmiştir. Birinci Kurultayın toplandığı tarih olan 26 Eylül 1932 tarihi Dil İnkılâbının başlangıç tarihî olarak kabul edilmiştir.

DİLARA HUDAY

GÖKER Osman , “Cumhuriyet Döneminde Türk Dili”,Uygulamalı Türkçe Bilgileri II, 1997 , ss.111-131

KORKMAZ Zeynep, “ Dil Nedir? ”,Türk Dili ve Kompozisyon, 2005 , ss.1-10

OĞUZKAN Ali, Örneklerle Türkçe ve Kompozisyon Bilgileri

ÇETİŞLİ İsmail, “Cumhuriyet Döneminde Türkçe”,Cumhuriyet Dönemi Türk Nesri, 2012